Toprağın üzerini örtmekte kullanılan tüm materyallere malç adı veriliyor. Yani toprak yüzeyinin ışık geçirmeyen bir materyalle örtülmesidir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere, toprak yüzeyi ışık geçirmeyen bir materyalle örtülü olduğu için yabancı ot tohumları çimlenip toprak yüzeyine çıksa dahi fotosentez yapamadıkları için yaşamlarını devam ettiremezler.
Malç ilk nerede uygulandı?
1 / 5
Malç ilk kez yaygın olarak Güney Avrupa ve Japonya’da daha sonraları Amerika, Çin, Güney Kore, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ da uygulanmıştır. Halen tüm dünyada yaygın olarak kullanılırken ülkemizde çok sınırlı alanlarda genelde plastik örtüler kullanılmaktadır.
Malç nelerden yapılır?
2 / 5
Tahılların sap ve samanı, ağaçların yaprakları, talaşı ve kabukları, öğütülmüş budama artıkları, kâğıt artıkları, taş ve çakıl taşları, farklı renklerde polietilen veya PVC gibi plastik örtüler ile agril benzeri örtüler malç materyali olarak kullanılabilmektedir.
Malç ne zaman yapılmalı?
3 / 5
Malç uygulamaları kışa girmeden hemen önce yapılabildiği gibi, yaz başlangıcında da yapılabilmektedir. Yeni kurulan bahçelerde fidanlar dikilir damla sulama boruları döşenir, üzerlerine de malç materyalleri serilir. Kurulu bahçelerde ise, yabancı otlar temizlendikten sonra organik malç materyalleri (sap, saman, ağaç kabukları, talaş gibi) ağacın her iki yanına eşit genişlik ve kalınlıkta sıra üzerini kapsayacak şekilde serilmelidir.
Malç uygulamasının faydaları nelerdir?
4 / 5
1. Malç uygulamaları güneş ışığını engelleyerek, yabancı otların tohumlarının çimlenmesini ve otların gelişmesini önler. Böylece çapa yapılmasına ihtiyaç duyulmaz. Çapa yapılmamasının ekonomik getirisi yanında, toprağın agregat yapısına verilecek zarar da önlemiş olur. Bu uygulama aynı zamanda doğrudan güneş ışınlarını azalttığı ve nem tutuğu için topraktaki biyolojik aktiviteyi de teşvik eder.
2. Malçlama, toprak yüzeyinden buharlaşmayı önemli ölçüde azalttığı için toprağın çeşitli derinliklerinde bulunan tuzların yüzeye doğru hareketini de yavaşlatılmış olur. Malç kullanımı bu yönüyle toprakta tuzluluk oluşumunu engelleyici bir etkiye sahiptir diyebiliriz.
3. Koyu renkli malçlar toprak sıcaklığını arttırır. Toprak sıcaklığının artması ile bitki kökleri daha iyi gelişir ve bu durum büyümeyi teşvik eder.
4. Malç materyalleri toprağı sürekli nemli tutuğundan su alımında kökler daha az enerji harcar. Bunun sonucunda meyvecilikte meyve kalitesi, erkenci ve toplam meyve verimi artar.
5. Malç uygulamaları toprak nemini uzun süre muhafaza ettiğinden sulama miktarı azaltılmış, sulama aralığı da artırılmış olur. Toprak yüzeyinde kaymak tabakası oluşmaz.
6. Farklı özelliklere sahip malç materyalleri toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini iyileştirir. Organik içerikli malçlar zamanla ayrışıp çürüyerek toprağı humus ve organik maddece zenginleştirir. Canlı malç olarak toprağa azot kazandırabilen ve toprak yüzeyini örten baklagiller (yonca, fiğ, korunga, bakla v.b) ekilebilmektedir. Bunların yanında tatlı patates, çilek, balkabağı gibi gelir getirici bitkiler de iklim şartlarına ve toprak yapısına göre bu amaçla kullanılabilmektedir.
Malç uygulamalarının sakıncaları nedir?
5 / 5
1. Malç materyalleri bazı kemirgenler için barınma yeri haline gelebilir. Bu kemirgenler ağaç kabuklarına zarar verebilir. Bu husus yakından takip edilip gerekli tedbir alınmalıdır.
2. Organik malç materyallerinin, hastalık ve zararlılarla bulaşık olmamasına dikkat edilmelidir.
3. Karbonca zengin sap, saman ve çim artıkları gibi materyaller kullanıldığında, organik maddenin ayrışması sırasında mikroorganizmalar tarafından topraktaki azot kullanılır. Bu durum azot noksanlığına sebep olabilir. İlave azotlu gübreleme yapılmalıdır. Gerekli tedbirler alındığı zaman malçlama ile ilgili bu sakıncalar kolaylıkla ortadan kaldırılabilir.
Ülkemiz topraklarının organik madde miktarının arttırılması, yaşadığımız su kıtlığının etkisinin azaltılması, yüzlerce ton kullanılan yabancı ot ilaçlarının daha az kullanılmasının sağlanması için malç uygulamalarının üreticilerimize tanıtılması ve yaygınlaştırılması büyük önem arz etmektedir. Teknik personele ve üreticilere bu konu ile ilgili eğitimler verilmelidir.
KAYNAK: Dr. Mevlüt Şahin
Yorumlar
Toplam 11 Adet Yorum Yapılmış.
Yorum Yapın